1979 Afganistan İşgali: Yenilmez Kızılordu’nun Hezimeti
1979 Afganistan İşgali, Sovyetler birliğinin Afganistan’a Müdahalesi,1979 Afganistan İşgalinin Nedenleri ve Sonuçları…
1979 Afganistan İşgali: Yenilmez Kızıl Ordu’nun Hezimeti
Soğuk savaş dönemi efsanesi Kızıl Ordunun 1979Afganistan’ı işgali, mücahitlerin Sovyetlere karşı destansı direnişi, 1979 Afganistan işgalinin nedenleri, Afganistan’ın Sovyetler tarafından işgalinin sonuçları ve 1979 Afganistan işgaliyle ilgili merak edilenler sizlerle…
1979’da Afganistan Tarihine Genel Bakış
Afganistan jeostratejik konumu ve zengin yer altı kaynaklarından dolayı tarih boyunca birçok emperyalist gücün hedefi olmuştur. Nasibine hep savaş ve mücadele düşen, bir an olsun kendi başına bırakılmayan Afganistan, öncelikle İngiltere tarafından 3 kez işgal edildi. Güçlü bir direnişle karşılaşan İngiltere Afganistan’a hâkim olamayacağını anlayınca çekilmek zorunda kaldı. Emanullah Han tarafından yazılan bir mektupla Afganistan resmen ve tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etti. İngiltere, sömürgesi altında olan Hindistan’ın yanında bağımsız bir Afganistan istemedi ve birçok kez İngiliz-Afgan savaşı patlak verdi. İngilizler bir süre sonra başarısız olunca Afganistan 1919 yılında bağımsızlığını kazandı.
Bağımsızlığını kazandıktan sonra Emanullah Han öncülüğünde ülke hızlı bir şekilde batılılaşmaya doğru yöneldi. Emanullah Han modernleşme yolunda batılı ülkelere yöneldi fakat onların ilgisini çekemedi bu yüzden SSCB’ye yaklaşmak zorunda kaldı. Bunun sonucunda Afganistan’ı ilk tanıyan ülke Sovyetler oldu. Aynı şekilde SSCB’yi ilk tanıyan devlette Afganistan oldu. Emanullah Han Mustafa Kemal’i kendine örnek almakta ve Türkiye’nin geçirdiği değişimi Afganistan için de istemekteydi.
Afganistan askerleri bir süre kadar Türkiye’de askeri eğitim alması için gönderildi fakat Türkiye’nin NATO’ya katılmasıyla Afganistan askerleri Sovyet Hava Harp Okuluna eğitim için gönderilmeye başladı. Afganistan da Sosyalizmin tohumları böylelikle atılmış oldu. İslam ocağının yiğitleri sosyalizmin pençesine teslim edildi ve eğitim için Sovyetlere gönderilen her asker sosyalist olarak ülkesine döndü.
Emanullah Han’ın gerçekleştirmeye çalıştığı reformlar halk tarafından kabul görmedi. Emanullah Han 10 yıl iktidarda kaldıktan sonra devrildi ve sonrasında yönetim birçok kez el değiştirdi. 1953’te Davud Han başbakan olarak göreve başladı. Amerika’nın Pakistan’a yaklaşması üzerine Davud Han Sovyetlere yaklaşmak zorunda kaldı. Afganistan dünya ülkeleri tarafından yalnızlığa ve Sovyetlere yaklaşmaya zorlandı. Davud Han’ın Sovyetlere yanlısı tutum sergilemesi Afganistan halkı tarafından iyi karşılanmadı ve tepkilere sebep oldu. Sovyetler Afganistan’ın yüzünü kendilerine dönmesini fırsat bilerek, çıkar amaçlı Afganistan’a birçok alanda yatırımda bulundu. Sovyetler Birliğinin unuttuğu bir şey vardı o da Afgan halkının hiçbir maddi çıkar için inancından taviz vermeyeceğiydi. Bir süre sonra batının Davud Han’a karşı yaptığı olumsuz propagandalar onu istifaya sürükledi. Davud Han’dan sonra yerine geçen Musa Şefik yenilikçi bir yaklaşımla Afganistan’ın sorunlarını çözeceğine inanmaktaydı.
Amerikan hükümeti Davud Han’dan sonra Rusya’ya karşı Afganistan’da denge politikası gütmeye başladı. Afganistan hükümeti de ulema ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Her şey istenildiği gibi gidiyorken Amerika’nın tekrardan Afganistan’a karşı ilgisiz kalması ve Rusya’nın Afganistan üzerine tekrardan nüfuz etme çabaları ülke huzurunun yeniden bozulmasına sebep oldu. Ülkenin karışık atmosferinden yaralanan Davut Han sosyalist subayların yardımıyla Kral Zahir Şah’a karşı gerçekleştirdiği kansız darbe ile tekrardan ülkenin başına geçti. Davud Han’ın bu hamlesiyle Meşruti yönetim son buldu ve Cumhuriyet yönetimine geçildi. Bu yeni yönetim döneminde Davut Han, Sovyet yanlısı tutumundan tamamen farklı olarak tarafsız bir politika izledi. ABD ve Sovyetlerin aksine İslam ülkeleriyle yakınlık kurmaya ve ulema ile uzlaşmaya çalıştı. Davud Han Marksist subaylardan bazılarını da görevden uzaklaştırdı.
1977 tarihinde Davud Han’a karşı Sovyet Komünist Partisi gizli bir şekilde Halk ve Perçem kanadı olmak üzere ayrı ayrı faaliyet gösteren iki komünist grubu birleştirdi. Bunun sonucunda 1978 yılında solcuların yaptığı bir darbeyle Davud Han yönetimden uzaklaştırıldı. Kendisi, aile ve yakınları solcular tarafından öldürüldü. Davud Han’ın devrilmesinden sonra yerine Halk kanadının lideri Nur Muhammed Terakki geçti ve böylece 1979 Afganistan işgaline giden süreç hız kazandı.
Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a Müdahalesi
Muhammed Nur Terakki ülke yönetiminin başına geçtikten sonra ulema ve kanaat önderlerinin özgürce çalışmalarına devam edebileceğini ve demokratik bir düzen olduklarını açıkladı. Yenilikçi bir fikre sahip olan Terakki başa geçtikten sonra toplum düzenine dair yeni uygulamalar getirdi ve medeni hukuka dair bazı reformlar gerçekleştirdi. Terakki’nin yaptığı bu atılımlar İslam hukukuna aykırı olması sebebiyle ulema ve kanaat önderlerinin tepkisine sebep oldu.
İslam’ın değer yargılarına ters olan bütün düzenlemelere karşı alimler sessiz kalmadı ve tepkisini ortaya koydu. Böylelikle halk alimler tarafından aydınlatılmış oldu. Terakki hükümeti tarafından bazı reformların silah zoruyla gerçekleştirilmeye çalışılması da ortamın gerginliğini fazlasıyla arttırdı ve ülkede Terakki hükümetine karşı ayaklanmaların başlamasına neden oldu.
Terakki’nin yeni uygulamalarına karşı yapılan itirazlar şiddetli bir şekilde bastırılmaya çalışıldı. Halka uygulanan bu baskı ve despotizm ayaklanmaları daha da şiddetlendirdi. Terakki hükümeti, toplumun göstermiş olduğu direnişi kıramadı. Bu güçlü direniş karşısında Sovyet yanlısı hükümet kendi halkına karşı Sovyet hükümetinden yardım talebinde bulundu fakat Sovyet müdahalesi gerçekleştirilmedi.
Ülkedeki gerginlik artarak devam etmekteydi. Hükümet direnişi kırmak adına birçok kişiyi idam edilmek üzere başkent Kabil’e getirdi. İslami hassasiyete sahip Müceddidi sülalesine mensup bütün erkekler, bir gece gizli bir şekilde evlerinden alınarak idam edildi, kadınlar ve çocuklar ise hapsedildi. Herat’ta çıkan isyanda raporlara göre 25.000 insan öldürüldü. Daha öncesinde hapsedilmiş olan alimler ve İslami hassasiyete sahip gençler bulundukları Pul-i Çarhi cezaevinden nakledilerek öldürüldüler.
Baskı, işkence ve zulümler bitmek bilmedi. Zalimler zulümlerine her geçen gün bir yenisini daha ekledi. Afganistan halkı hükümetin şiddetine, reformlarına, komünizm ve ateizmine karşı çıkmanın ve dini değerlerine sarılmanın bedelini ağır ödemekteydi. Terakki, dönemin Sovyet lideri Brejnev ile yaptığı bir görüşme sonrası dönüşte sağ kolu Hafızullah Emin tarafından verilen bir emirle 14 Eylül 1979 tarihinde gizlice öldürüldü. Terakki’den sonra Hafızullah Emin Cumhurbaşkanı olarak göreve başladı.
Emin, iktidarı ele geçirdikten sonra hapishaneleri alimler ve İslami hassasiyete sahip gençlerle doldurdu. Rahmatullah Garzai’nin Hatıratı Az Zindan-ı Pulçarhi adlı eserinde Pulçarhi cezaevinde tebliğ yapan mahkumlardan bir gecede 180 kişinin birçoğunun suçu ispatlanmadığı halde halkı devlete karşı kin ve nefrete tahrik etmek iddiasıyla öldürüldüğü aktarılmaktadır.
Her gelen hükümet ümmetin uyanışına vesile olacak olan hayırlı faaliyetleri engellemeye ve ideolojileri önünde engel teşkil eden İslam inancına darbe vurmaya çalıştı. Topluma meşale olan alimler diktatör rejimlerin hedefi oldu. Toplumu kendi ideolojilerine boyun eğdirmek isteyen liderler alimleri, mücahitleri ve dava adamlarını toplumdan tasfiye etmeye çalıştı. 1979 Afganistan işgaline giden süreçte de uygulanan bu hoşgörüsüz, baskıcı ve fanatizm tesirindeki politikaların etkisi büyüktür.
Hafızullah Emin alim ve kanaat önderlerine zulümde bulunurken bunun yanında Sovyet yanlısı Perçemileri de görevden alıp kendi akrabalarını yerleştiriyordu. Amerika’da eğitim almış olan Hafızullah Emin Rusya’nın Afganistan’a girmesine de olumsuz bakmaktaydı. Emin’in izlemiş olduğu bu politika Sovyetleri de endişelendirmeye başladı. Afganistan’ı işgal etmeyi kafasına koyan Sovyetler Emin’i ortadan kaldırmaya karar verdi. Aşırı baskıya karşı halkın muhalefeti de büyümekte ve mücahitlerden oluşan birçok direniş grubu meydana gelmekteydi.
Hükümetin artan ayaklanmaları bastırmada yetersiz kaldığını gören Sovyetler birliği hemen harekete geçti. Sovyet İçişleri Bakan Yardımcısı General Paputin Hafızullah Emin ile görüşmek için Kabil’e geldi. Yapılan görüşmede General Paputin Eminden Kızıl Orduyu Afganistan’a davet etmesini istedi aksi halde istifa etmek zorunda kalacağını dile getirdi. Hafızullah Emin kendisine yapılan bu isteği reddetmiş, General Paputin tarafından yapılan tehdide karşı direnmiştir.
Hafızullah Emin’in muhalefetine rağmen Sovyetler Birliği izin almaksızın 24 Aralık 1979’da başkent Kabil’e on binlerce askerle girmiştir. Kabil’e giren Sovyet güçleri ardından Hafızullah Emin’i devirmek için harekete geçti. İktidar Sovyetler tarafından devrildi ve Hafızullah Emin idam edildi. Böylece 1979 Afganistan işgali başlamış oldu. Tarih yine bir İslam ülkesinin bir sömürge gücü tarafından işgaline şahit oldu. Ülkesine destursuz girilen, değerleri ve kaynakları fütursuzca sömürülen, kendi ülkesinde esarete mahkûm edilen yine Müslümanlardı…
Hafızullah Emin’in devrilmesinden sonra Sovyet birliği kendilerine yakınlığı ile bilinen Babrak Karmal’ı Moskova’dan getirdi ve Karmal boşalan iktidar koltuğuna oturdu. Başa geçen Karmal 1979 Afganistan işgalini hukuki bir kalıba koymak ve isyanları bastırmak için Afganistan’a Sovyetler birliğini kendisinin davet ettiğini açıkladı.
Karmal alim ve kanaat önderlerine karşı uzlaşmacı bir tavır sergilemesine rağmen Rusya yanlısı olduğundan dolayı Afganistan halkının kalbini kazanamadı. Afganistan’a yapılan işgal her geçen gün çatışmaların daha da şiddetlenmesine sebep oldu. Bir tarafta ülkesi ve dini için canını ortaya koymaktan çekinmeyen mücahitler bir tarafta her türlü silah ve askeri teçhizata sahip komünist işgalci güç Rusya…
Komünizme karşı halk tarafından gösterilen direniş hükümet tarafından bastırılamadı. Savaş devam ederken Sovyetlerde değişen iktidar, mücahitlerin direnişini kıramadıkları ve çokça zayiat verdikleri için 1989’da Afganistan’dan çekilme kararı aldı. Sovyet birlikleri ayrılırken geriye yıkık dökük, yaralı bir Afganistan bıraktı…
Afganistan İşgalinin Hedefleri
Afganistan Orta Asya enerji kaynaklarının güneye taşınmasında enerji hattı görevi görmesi, doğalgaz ve petrol kaynaklarının fazla olması, ipek yolu üzerinde yer alması, Lityum açısından zengin olması vb. nedenler den dolayı birçok süper gücün hedeflerine erişmek için elde etmeye çalıştığı bir ülke oldu. Afganistan’ın tarihinde hep savaşın yer almasının en büyük sebebi de stratejik hedeflerin kurbanı olmak zorunda bırakılması oldu. Sovyet güçlerinin;
- Sıcak denizlere inmek
- Orta Doğu’nun zengin enerji kaynakları üzerinde etkili olmak
- Basra Körfezine yaklaşarak o bölgede söz sahibi olmak
- Kalabalık nüfuslu Hindistan’a ideolojik olarak nüfuz etmek
- İran’ın doğusunda etkin olmak
- Çin’i dengelemek vb. hedefleri 1979 Afganistan işgaline giden süreçte etkili oldu.
SSCB’nin Afganistan’ı İşgal Etme Nedenleri
Sovyetler Birliği’nin Afganistan üzerinden gerçekleştirmek istediği birçok hedefi vardı. Bu hedefi gerçekleştirmek için öncelikle Afganistan’la sıcak ilişkiler kurmaya çalıştı. Kendi ideolojisine sahip kişileri iktidara getirdi fakat Afgan halkı tarafından benimsenmediler. Sovyet yanlısı hükümet ve baskıya zorlanan halk mücadele vermeye başladı. Afganistan’ın içinde bulunduğu bu çekişmeli durumu fırsat bilen Sovyetler birliği hem hedeflerini gerçekleştirmek hem de huzur ve barışı getirmek (!)amacıyla 1979 Afganistan işgalini gerçekleştirme kararı aldı. Sovyetlerin hedefleri büyüktü ve bu hedefler doğrultusunda komünist düzenin kurulduğu Afganistan kaybedilemezdi.
Afganistanlı Mücahitlerin Direnişi
Komünist fikirlere sahip kişilerin iktidara gelmesinden sonra ülkede komünizm etkisinde birçok yeni uygulamaya gidildi. Afgan halkının inançlarına ters uygulamalar en çok da İslami hassasiyeti olan kişilerin tepkisine neden oldu. Halkın Sovyet yanlısı hükümetin uygulamalarına, baskı ve zorlamalarına karşı tepkisi ve isyanları git gide büyüdü. İslami hassasiyete sahip gençler de medreselerde dini eğitimini tamamladıktan sonra halkın direnişine katıldı ve mücadelenin göbeğinde yer aldılar. Bu dönemde Sünni ve Şii olmak üzere birçok direnişçi grup komünizme karşı birlik oldular. 1979 Afganistan işgalinde Afgan hükümeti işgal yanlısı bir tutum sergilerken Afganistan toprakları mücahit grupları tarafından savunuldu. Gelişmiş silahları ve uçaklarıyla dönemin süper gücüne karşı şehadet arzusuyla işgale direnen bir Afganistan gençliği vardı...
Mücahitler Sovyet güçlerine karşı kısıtlı imkanlarla mücadele etmeye çalıştılar. Özellikle kırsal alanlarda mücahitler tarafından kurulan pusular Sovyet tarafında büyük kayıplara yol açtı. Dünyanın gözü Afganistan’a çevrildi. Mücahitler kızıl orduya karşı destansı bir mücadele ortaya koydu. Mücahitlerin inançları ve toprakları adına verdikleri bu kutlu direniş dünyanın da ilgisini çekti. Afgan direnişine destek olmak için birçok Müslüman Afganistan’a akın etti. Bunun yanında Sovyet karşıtı Amerika ve Çin’de düşmanımın düşmanı dostumdur ilkesiyle hareket ederek mücahit direnişçilere finansal ve askeri teçhizat alanında yardımda bulundular. Sıcak sıcağa verilen bu zorlu mücadelenin sonucunda yenilmez denilen kızıl ordu Allah’ın yardımı ve mücahitlerin direnişiyle yenildi. İdeolojik ve stratejik hedeflerini gerçekleştirmek için 1979 Afganistan işgaline girişen Sovyetler büyük bir hezimetle Afganistan’dan çekilmek zorunda kaldı.
Afgan Direnişinde Alimlerin Etkisi
Afganistan yapı itibariyle geleneklerine ve dini inancına bağlı bir toplumdur. Afganistan’da alimlere ayrı bir önem verilir ve alimler toplum üzerinde söz sahibidirler. Afganistan direnişinde alimlerin rolü büyüktür. Sovyet yanlısı hükümetlerin İslam’a zıt düzenlemelerine karşı alimler bizzat kendileri karşı çıktılar yapılan yanlışlara karşı sessiz ve tepkisiz kalmadılar. Yanlışların alimler tarafından ortaya konulması komünizmin toplumda tutunmasını engelledi. Alimler tarafından aydınlatılan halk Sovyetlere karşı direnişe geçtiler. Afganistan’da kurulmuş olan medreselerde birçok genç alimlerin eğitiminden geçti ve mücahit saflarına katıldı. Alimlerin1979 Afganistan işgaline sessiz kalmayışı ve mücadelenin göbeğinde yer alması hükümeti rahatsız etti. Bu yüzden hükümet tarafından alimlerin büyük bir kısmı Pulçarhi cezaevinde hapsedildi ve işkenceye maruz bırakıldı, bir kısmı katledildi ve bir kısmı sürgüne zorlandı. Sovyet yanlısı hükümet direnişi kırmak için alimleri toplumdan izole etmeye çalıştı fakat medrese eğitiminden geçmiş mücahit grupları alimlerin başlattığı kutlu direnişi sonuna kadar sürdürdü.
Afganistan'a Çin Desteği
Afganistan’ın ipek yolu üzerinde yer alması Çin ile ticaret ilişkileri kurmasına neden oldu. Afganistan, gelişmemiş ekonomik yapısından dolayı Çin için önemli bir pazar sahasıydı. Ayrıca Afganistan Çin’i Batı Asya’ya bağlayan en kısa kara yoludur. Bundan dolayı Sovyetlerin Afganistan’a hâkim olması olasılığı Çin’e tehdit oluşturmaktaydı. 1979 Afganistan işgali ve Sovyetlere karşı verilen mücadele Çin’i de harekete geçirdi. Dönemin Amerikan Savunma Bakanı Brown’a Çinli devlet adamı Deng Xiaoping şu sözlerle iş birliği çağrısında bulundu:
“Afganistan’da atılacak tek doğru adım direniş güçlerine yardım etmektir. Bunun için de [Çin ve ABD] iş birliği yapmalıdır. (...) Afganistan’ı Sovyetler Birliği’nin uzun süreli bir gerilla savaşında sıkışıp kaldığı bir bataklığa çevirmeliyiz.” (Deng Xiaoping, 8 Ocak 1980)
Bu çağrıya Amerikan Savunma Bakanı:
“Bizim niyetimiz de bu, ama niyetlerimizi gizli tutmalıyız” sözleriyle karşılık verdi. Böylece Amerika ve Çin Sovyet güçlerine karşı iş birliği yaptı ve Afganistan’da direniş gösteren mücahitlere finansal alanda ve teçhizat bakımından yardımda bulundu.
Afganistan Sovyet İşgali Sonuçları
Sovyetlerin 1979 Afganistan işgali sonucunda halk onarılması güç birçok yara aldı. Sovyet işgali Afganistan’ın ileride daha büyük sorunlarla boğuşmasına sebep oldu. Sovyet güçlerinin kendi çıkarları doğrultusunda başlattıkları Afganistan işgali sonucunda:
- 1979 Afganistan işgali süresince direnişçi mücahit grupları ve Sovyet Ordusundan birçok kayıp verildi. Mücahit grupları sakladığı gerekçesiyle Sovyet uçakları tarafından halkın yaşadığı köyler canice bombalandı. Bundan dolayı verilen kayıpların büyük bir kısmını sivil halk, kadınlar ve çocuklar oluşturmaktaydı. BM raporlarına göre yaklaşık 2 milyon Afgan öldü, 2 milyon insan yaralandı. Savaş esnasında yerleştirilen mayınların infilakı sonucu yine 400.000 insan hayatını kaybetti.
- 1979 Afganistan işgali sonucu komşu ülkelere 5 milyona yakın sığınmacı kaçtı. Mülteci problemi ileride Afganistan’ın komşu ülkelerle sorun yaşamasına sebep oldu.
- 1979 Afganistan işgali bitti ama savaş bitmedi. Sovyet işgali arkasında bir iç savaş bıraktı. Öyle ki mücahit gruplar arasında çıkan iç savaş işgalden daha büyük kayıplara neden oldu.
- 1979 Afganistan işgali sonrası büyük kayıplar yaşayan Sovyetler Birliği ayakta duramadı ve dağıldı.
- Rakip konumundaki Sovyetlerin Afganistanlı mücahitler karşısında yenilmesi ve dağılması sonrasında Amerika tek büyük güç haline geldi.
- 1979 Afganistan işgali ve Sovyetlerin çekilmesinden sonraABD ve Çin için Asya büyük bir önem kazandı ve ileride Amerikan’ın da Afganistan’ı işgal etmesine zemin hazırladı. Aynı niyetler, farklı isimlerle Afganistan yine bir işgalin kucağına teslim edildi.
Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı İşgalinde Türkiye’nin Rolü
1979 Afganistan işgalinde Sovyet güçlerine karşı direnen mücahit gruplarından Hizb-i İslami’nin lideri Gülbeddin Hikmetyar Erbakan Hoca ile irtibata geçti. Hak ve batılın kıyasıya mücadelesinde Türkiye’nin de Afganistan’a yardımda bulunmasını talep etti. Türkiye bu talebi olumlu cevaplayarak Afgan-Rus savaşında hem maddi hem de manevi anlamda Afganistan halkının yanında oldu. Anadolu gençlerinin birçoğu da Afganistan’a giderek mücahitlerin tarafında Sovyet güçlerine karşı Müslüman kardeşleri ile saf tutarak mücadele verdi.
1979 Afganistan İşgali Hakkında Merak Edilen Sorular
1979 Afganistan işgali ve Kızıl Orduyu hezimete uğratan mücahitlerin direnişiyle ilgili merak edilen konular ve sorular sizlerle…
1979 Yılında Afganistan Lideri Kimdir?
1979 Afganistan işgali döneminde iktidarda olan Hafızullah Emin katledildi ve aynı dönem Afganistan iktidarına Babrak Karmal getirildi. 1979-1986 yılları arası Babrak Karmal liderliğinde geçti.
Afganistan’da Kaç Rus Askeri Öldü?
1979 Afganistan işgali 100.000 Sovyet askeriyle başlatıldı. 1979 Afganistan işgalinin sonunda Sovyetler Birliği 15.000 asker kayıp verdi.
Afganistan Ne Zaman İşgal Edildi?
Sovyet askerleri 24 Aralık 1979’da Kabil’e girmesiyle Afganistan’a ilk girişim gerçekleştirildi. Birkaç gün sonra 27 Aralık 1979 tarihinde Sovyetler Birliği ülke genelinde işgale başladı.
Afganistan Savaşı Kaç Yıl Sürdü?
Büyük kayıpların verildiği, mücahitlerin destansı bir direniş gösterdiği ve Sovyetlerin hezimetiyle sonuçlanan 1979 Afganistan işgali 10 yıl sürdü.
1989’da Sovyet Birliklerini Afganistan’dan Çekmeye Karar Veren Lider Kimdir?
1979 Afganistan işgali için emir veren Brejnev görevden ayrıldıktan sonra yerine geçen Sovyet lideri Mihail Gorbaçov daha fazla kayıp vermemek için Sovyet birliklerinin Afganistan’dan çekilmesi emrini verdi. 1979 Afganistan işgali Sovyet ordusunun çekilmesiyle son buldu.