Hz. Hatice Kimdir? Hayatı ve Sözleri
Hz. Hatice Kimdir? İman Eden İlk Sahabi Olan Hz. Hatice’nin Hayatı ve Merak Edilen Birçok Sorunun Cevabı Bu Yazıda Sizlerle...

Hz. Hatice…İslam’a iman edenlerin ilki olma şerefine nail olan o sağlam karakter. İslam’dan önceki olgun duruşunu İslam’dan sonra da devam ettirdi. Hz. Peygamber’in maddi ve manevi destekçisi olarak eşine karşı her zaman saygı ve sevgi ile dolu oldu. Zamanının en hayırlısı ve kendisinden sonraki nesiller için örnek bir şahsiyet olarak akıllara kazınmış bir isim.
Hz. Hatice (r.a) Kimdir?
Hz. Hatice(ra), peygamberliğin geldiği ilk andan itibaren Rasul-i Ekrem’in en büyük sırdaşı olan, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ilk hanımı olma şerefine erişen o kutlu sahabi..
Hz. Hatice, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin zor zamanlarında gerek sözleriyle gerekse davranışlarıyla onun gönlüne su serpmiş ve en sadık bir dost olarak İslam davasının ilerlemesi için maddi manevi yardımlarda bulunmuş, çağlar boyu anlatılagelmiş eşi bulunmaz bir yol arkadaşı…
Hz. Hatice Hayatı
Hz. Hatice miladi 556 yılında soylu bir ailenin evladı olarak Mekke’de dünyaya geldi. Annesi Fâtıma bint Zâide (Zeyd) b. Cündeb (Esam) el-Âmiriyye olup onun soyu da Lüey b. Gālib’de Resûlullah’ın soyu ile birleşmektedir. (İbn Hazm, s. 171). Babası Mekke’nin hatırı sayılır tüccarlarından ve sözü dinlenir şahsiyetlerinden birisiydi. Rivayetlere göre Ficar Savaşı’ndan önce öldü.
Hz. Hatice, yaptığı iki evlilik sonrasında ikinci eşinin vefatıyla dul kaldı. Kendisine gelen evlilik tekliflerini geri çevirdi. Güvenilir bulduğu kimselerle ortaklaşa ticaret yapıyordu. Eski eşlerinden kendisine büyük bir miras kalmıştı.
Hz. Hatice Vefatı
Hatice bint Huveylid, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ile sürdüğü yirmi beş yıllık saadet hayatı sonunda hicretten yaklaşık üç yıl önce Ramazan ayında hastalandı ve bu hastalık sonucunda vefat etti. 19 Nisan 620 tarihinde vefat eden Hz. Hatice’nin bedeni Hacun Kabristanı’na defnedildi. Kıymetli eşinin vefatından üç gün önce amcası Ebu Talib’i de kaybeden Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem iki büyük destekçisini kaybetmiş olmanın verdiği hüznü kalbinde derinden hissetmişti. Bu sebeple bu yıl Hüzün Yılı olarak anıldı.
Hz. Hatice’nin vefatından sonra başka hanımlarla evlenmesine rağmen Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem onu hiçbir zaman unutmamış ve bir koyun kesilecek olsa ondan Hz. Hatice’nin dostlarına da bir pay göndermeyi ihmal etmedi. Sadece kendisini hayırla anmakla kalmamış, Hz. Hatice’nin dostlarına da hürmet gösterip onlara ikramda bulundu.
Hz. Hatice Özellikleri
Hz. Hatice uğraştığı ticaretle zengin bir hayat süren ve buna rağmen haysiyet ve şerefini korumuş, üstün bir ahlaka sahipti.
Peygamberlik geldikten sonra büyük bir dehşete kapılan eşini sakinleştirerek onu psikolojik olarak rahatlatmıştı. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte gizli gizli ibadet etmiş ve dert ortağı olmuştu.
Eşine bağlılığı yüksekti ve onun rahat etmesi için elinden gelen tüm imkanları seferber etmişti.
Hz. Hatice’nin evlatlarına bağlılığı da yüksekti. Evlalarına şefkat gösterir, evini çekip çevirmesini bilirdi.
Karakteri
Hz. Hatice İslamiyet’i kabul etmeden önce de şahsına münhasır bir kişiliğe sahipti. Nazik, edepli ve güvenilirdi. İnsanlar arasında nezaketi, cömertliği ve misafirperverliği ile tanınırdı. Efendimiz’in sırdaşı olan Hz. Hatice, tebliğ yılları boyunca yaşadıkları tüm zorluklara rağmen dimdik duruşu ile bilinir.
Hz. Hatice (r.a) Sözleri
Kendisine Allah’tan gelen selama en güzel bir cevapla karşılık veren Hz. Hatice şöyle demiştir: “Allah selamın ta kendisidir. Cebrail’e de selam olsun, Sana da selam olsun Ya Resulallah.”
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hicretten önceki yıllarda bir gün evine geldiğinde Hatice annemizi ağlarken buldu ve neden ağladığını sordu. Hatice annemiz ise “Nasıl ağlamayayım, oğlumuz Kasım henüz sütten kesilmeden öldü.” dedi. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem onu teselli edebilmek için “Üzülme, o cennettedir.” dedi. Hatice annemiz, “Bari sütten kesilseydi, öyle vefat etseydi. Göğsümde kalmasaydı sütü.” diye ağlamaya devam etti. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Ey Hatice, o şu an cennette sütünü içmeye devam ediyor.” Hz. Hatice’nin yüreği yanmıştı. “Ama ben annesiyim, ben içirseydim.” dedi. Allah Rasulü de babasıydı Kasım’ın, acı onun da acısıydı. Dedi ki: “Ey Hatice, ister misin ki Allah’a dua edeyim de cennette süt içtiğini sana göstersin?” Bir anne için geri çevrilemeyecek olan bu teklife Hatice annemizin cevabı ise sadece şu oldu: “Hayır ya Rasulallah. Rasulullah’a inanırım, bu bana yeter.”
Hz. Hatice’nin zor günlerdeki desteği Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem için bir nimetti. Yine öyle zor bir gün. İlk vahiy gelmiş ve Fahr-i Kainat Efendimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem korku ile evine koşmuştu. “Örtün beni” diyebildi sadece. Şefkatli eşi, hayat arkadaşı ise bu zor zamanında onun yanında olmuş ve psikolojik desteğini şu sözleriyle göstermişti: “Merak etme ya Muhammed! Sen yetimi gözetir, fakiri kollar, akrabana yardım eder, misafirleri ağırlar, haksızlığın karşısında hakkın ikamesi için gayret edersin. Allah seni zayi etmez, zayi etmeyecek.”( Buhârî, Bedʾü’l-vahy, 3) İşte Hz. Hatice’ye yakışır bir teselli..
Hz. Hatice (r.a) ile İlgili Kıssalar
Allah’ın kendisine selam gönderdiği müminlerin annesi ile ilgili birçok kıssa vardır. İşte Allah’tan kendisine selam geldiği kıssa şöyledir:
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir gün Cebrail aleyhisselâm le sohbet ederken Cebrail aleyhisselam Hz. Hatice’nin kendisine azık getirdiğini haber vermiş ve şöyle buyurmuştur: “Hatice geldiği zaman ona Rabbinden ve benden selam söyle. Onu cennette inciden yapılmış bir saray ile müjdele. Orada gürültü ve yorgunluk yoktur.” (Buhari, Menakıbü’l-Ensar, 20)
Hz. Hatice vefat ettikten yıllar sonra Rasul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin huzuruna bir gün yaşlı bir kadın geldi. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem “Yol açın o hanıma.” dedi ve kendi cübbesini yere serdi. Buyur edip yaşlı kadını oturttu ve kendisi de karşısına oturdu. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem onunla konuşurken bazen gülüyor, bazen hüzünleniyordu. Yaşlı kadın nice zaman sonra gidince Aişe annemiz onun kim olduğunu sordu. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ise onun Hatice validemizin arkadaşı olduğunu söyledi. Onu anmışlar, geçmişi yad etmişlerdi.
Hz. Hatice ile İlgili Hadisler
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin övgüsüne mazhar olan Hz. Hatice için şu sözleri duyuyoruz:
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir gün mescitte otururken eline bir dal parçası aldı ve yere dört çizgi çizdi. Ashabına bu dört çizginin ne olduğunu sordu. “Allah ve Rasulü daha iyi bilir.” dedi ashab. Mütebessim bir ifade ile Allah’ın Rasulü o dört çizgiye bakıyordu ve saymaya başladı. “Cennet hanımlarının en hayırlıları bu dördüdür.” dedi. Birisi İmran’ın kızı Meryem, diğeri firavunun karısı Asiye, diğeri Muhammed’in kızı Fatıma ve diğeri de Hüveylid’in kızı Hatice’dir. (Buhari, Enbiya, 47; Müslim, Fedailü’s-Sahabe, 69)
Merak Edilen Sorular
Müminlerin annesi hakkında merak edilen soruların cevapları..
Hz. Hatice Peygamberimizden Önce Evlendi mi?
Hz. Hatice Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemden önce iki evlilik yaptı. İlk evliliği Ebû Hâle Hind b. (Nebbâş b.) Zürâre et-Temîmî ile ikincisi ise Atîk (Uteyyik) b. Âbid (Âiz) el-Mahzûmî ile gerçekleşti. Bu evliliklerin sırası bazı kaynaklarda farklılık göstermektedir.
Hz. Muhammed (a.s.v) Hz. Hatice ile Nasıl Evlendi?
Hz. Hatice, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemden önce yaptığı ikinci evliliğinde eşinin ölümü sonrasında Kureyş’in ileri gelenlerinden bazı kimseler kendisi ile evlenmek istedi. Çünkü Hz. Hatice soylu, güzel ve zengindi. Fakat bu tekliflerin hiçbirini kabul etmedi.
Güvenilir gördüğü bazı kimseler ile ticaret yapıyordu. Etrafındakilerin tavsiyesi üzerine ahlaklı ve emin bir genç olarak tanınmış Hz. Muhammed ile ticari bir ortaklık yaptı. Kölesi Meysere’yi de Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte Şam’a gönderdi.
Meysere’den Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin eşsiz ahlakının örneklerini dinlemiş ve hayran kalmıştı. Bunun üzerine kendisine bir aracı ile evlilik teklifinde bulundu. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem de kabul etti ve bu teklifi amcalarına götürdü. Ebu Talib ve kardeşleri Hz. Hatice’nin evinde toplanarak Hz. Hatice’nin amcası Amr bin Esed’den yeğeni Muhammed için Hatice’ye talip olduğunu söyledi ve Amr da bu evliliğe müsaade etti.
Kaynaklarda Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin 500(veya 400) dirhem mehir verdiği rivayet edilmektedir.
Bu evliliğin gerçekleştiği zamanda Hz. Hatice kırk, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ise yirmi beş yaşlarında bulunmaktaydı.
Hz. Hatice’nin Lakabı Nedir?
Hz. Hatice’nin, iffetinden dolayı İslamiyet öncesinde “Tahire” lakabı ile anıldığı bilinmekteydi. Daha sonraki dönemlerde ise Rasulullah’ın en büyük hanımı olması hasebiyle “Kübra” sıfatı kullanılmıştı.