30 Kasım 1925 Doğu ve Güneydoğu’da Bütün Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması
Tekke ve zaviyelerin kapatılması öncesinde ve sonrasında neler yaşandı? Bu ve daha fazla sorularınızın cevabını bu yazımızda derledik. İşte merak edilenler...

Kaynak itibariyle İslam’ın batıni/ manevi tarafını tarikatlarla yayan tekke ve zaviyelerin kapatılmasını bu yazımızda ele aldık. İslam’ı doğru bir şekilde öğretmek için kurulan tekke ve zaviyelerin kapatılması Müslümanlara neler kaybettirdi? İslam’ın ilk yıllarından başlayıp yakın tarihimize kadar topluma büyük hizmetler sunan, toplumun ıslahı için çalışan tekke ve zaviyelerin kapatılması için sunulan gerekçe neydi? Özellikle Osmanlı zamanında ve Kurtuluş Savaşı yıllarında ülkenin düşman ile mücadelesinde önemli rol oynayan tekke ve zaviyelerin kapatılması için hazırlanan siyasi zemin ve arka plan neydi?
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Tarihi
İslami ilmi insanlara öğretmek, dinin değerlerini korumak ve toplumda manevi bir atmosfer oluşturmak için çalışan tekke ve zaviyeler aynı zamanda vatanın kurtuluşu ve huzuru için de birçok çalışma yapmıştır.
Sadece halktan kişilerin değil aynı zamanda önemli devlet büyüklerinin de eğitim aldığı tekke ve zaviyeler Cumhuriyet rejiminin ilanından kısa bir süre sonra, 30 Kasım 1925 tarihinde kapatılmıştır.
Tekke ve zaviyeler, maalesef varlıklarına ters düşen, “menba-ı şer ve fesat yuvası” gerekçesiyle kapatılmıştır.
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması ve Laiklik
Laiklik ilkesi 5 Şubat 1937 tarihinde anayasaya girmiş olsa bile, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrımı 25 Şubat 1924’te Meclis’te teklif edilmiştir. Laiklik ilkesinin dayanmış olduğu esas olan din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, masumane bir kılıf ile halka sunulmuş olsa da bu doğrultuda yapılan inkılaplar dini değerleri tamamen ortadan kaldırmak hedefini gütmüştür.
Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması yani laikliğin yerleştirilmesi yolunda yapılan inkılaplar arasında hilafetin kaldırılması ve medreselerin kapatılması da vardır. Bu inkılaplardan bir tanesi de tekke ve zaviyelerin kapatılması kararıdır.
Atatürk’ün yapmış olduğu devrimlerin temel taşı olan Laiklik, hilafetin kaldırılması, Şer’iye ve Evkaf Vekaleti’nin kapatılması işle başlamıştır. Bunların arkasını farklı inkılaplar izlemiş ve daha sonra tekke ve zaviyelerin kapatılması kararına varılmıştır.
Cumhuriyet rejimi ile ülke yeni bir rejime geçmiş ve geçiş elbette ki halk üzerinde büyük yankı uyandırmıştır. Malazgirt Savaşı ile hızla İslam yurdu haline gelen Anadolu toprakları yıllarca İslami hükümler ile yönetilmiştir. Osmanlı dönemine gelindiğinde üç kıtaya hakim olan bu millet, içerisine sokulan tefrika ile Kur’an ve sünnetten uzaklaşmaya başlamıştır. Sonuç olarak kocaman imparatorluk topraklarını kaybederek küçücük bir devlet haline gelmiştir. Kalan bu son toprağı da ele geçirmek isteyen düşmana karşı tek vücut olan milletimiz, her şeye rağmen kaybetmedikleri iman ile düşmana karşı zafer elde etmiştir. Kurtuluş Savaşı bu milletin yeniden kendine gelmesi için Allah’ın sunmuş olduğu bir rahmet olmuştur. Henüz halk bu savaşın etkisinden çıkmamıştı ki üst üste yapılan inkılaplar ve gelen yeni rejim ile adeta sudan çıkmış balığa dönmüştür. Tekke ve zaviyelerin kapatılması da bunlardan biri olmuştur.
Yapılan inkılaplar farklı kılıflara sokulmuş olsa da dinde dejenerasyon amaçlı olduğu belli olmuştur. Yeni Cumhuriyet rejimine uygun görülmeyen bütün dini değerler tek tek ortadan kaldırılmıştır. Tekke ve zaviyelerin kapatılması bu değerlerin korunması açısından önemli bir kayıp olmuştur.
Laikliği esas alan bir devlet yapısının tekke ve zaviyeler gibi dini değerleri topluma aşılayan kuruluşları içerisinde barındırması elbette kabul edilmemiştir. Bu durum da elbette tekke ve zaviyelerin kapatılması kararına götürmüştür.
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu’nun Arka Planı ve Siyasi Ortam
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu’nun neden çıkarıldığını anlamak için tekke ve zaviyelerin fonksiyonlarının ne olduğunu genel hatlarıyla iyi kavramak gerekmektedir.
Tekke ve zaviyeler, İslam’ın değerlerini topluma yerleştirmek için çalışmalar yapmıştır. Müslümanların sadece manevi olarak gelişmesini değil ilmi noktada da ilerlemesini hedeflemiş, vatanın dirliği ve milletin birliği için de çokça faaliyet gerçekleştirmiştir.
Kurulacak olan yeni devletin laiklik üzerine inşa edilmesi hedeflenmiştir. Bu bağlamda milleti, “muasır medeniyetler” seviyesine ulaştırmak başlığı altında devlet için yeni bir yol haritası çizilmiştir. Bu yol haritası kapsamında, laiklik ile taban tabana zıt olan İslam’ın hükümlerinin devlet kanunlarından ve toplumdan kaldırılması kararına varılmıştır. Oysaki inanç olmadan muasır medeniyete ulaşmak mümkün olmamaktadır ve olmadığı da görülmüştür.
Cumhuriyet rejiminin ilanıyla aynı zamanda sekülerleşme hedefi ortaya konmuştur. Bu doğrultuda İslam’ın sosyal ve siyasal ilişkileri düzenleyici vasfı arka planda bırakılmıştır. Bu bakımdan medreselerin kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması gibi inkılaplar gerçekleştirilmiştir. Bu inkılaplar ile aslında dinin devlet kurumlarındaki etkinliği kaldırılmış, devlet dini yaşantıyı kontrol altına almıştır.
Tekke ve zaviyelerin kapatılması gibi dini değerlerin elden gittiğini gören bazı tarikat liderleri ve şeyhler bu duruma karşı gelmiştir. Bu bağlamda kıyamlar gerçekleştirmişlerdir. Bu kıyamlardan en önemlisi Şeyh Said Kıyamı olmuştur.
İslam için kıyam başlatan Şeyh Said ne kadar da isyancı gibi gösterilmeye çalışılsa da tarih onun onurlu mücadelesine şahit olmuştur.
Yeni rejime karşı çıkan halkı susturmak için ülkenin dört bir yanında İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. Cephede vatanı için mücadele eden, halka şuur kazandıran, yıllarca İslam’a hizmet eden alimler dar ağaçlarında sallandırılmıştır.
Kısacası yeni devletin temelinin dayandırıldığı laikliğin kanunsallaşması ve topluma yerleştirilmesi amaçlanmıştır. Bunun için özellikle de Şeyh Said Kıyamı tekke ve zaviyelerin kapatılması için en önemli gerekçe gösterilmiştir. Bu bağlamda birçok inkılap gibi Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu çıkarılmıştır.
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasının Sonuçları
Tekke ve zaviyelerin kapatılması sonucunda alınan bazı kararlar şunlardır:
- Bu kurum adı altında açılan binalar kapatılmıştır.
- Cami ve mescit olarak kullanılanlar yine aynı şekilde cami ve mescit olarak kullanılmaya devam edilmiştir.
- Elverişli bazı binalar ise okula çevrilmiştir.
- Tekke ve zaviyelerin kapatılması ile şeyh, derviş ve mürit gibi unvanlar kaldırılmıştır.
Tarihi bir olayı iyi bir şekilde analiz edebilmek için o olayın sonuçlarına bakmak gerekir.
Tekke ve zaviyelerin kapatılması toplumda dini değerlerin unutturulması için yapılan en önemli inkılaplardan birisi olmuştur.
Yeni rejim ile yerleştirilmek istenen laiklik, İslami değerlerin korunduğu bir toplumda hayat bulamazdı. Bu yüzden de İslami bilinç veren yerlerin ortadan kaldırılması gerekmekteydi. Asırlarca Müslümanlara İslami şuur aşılayan tekke ve zaviyeler, elbette ki yeni rejimin önünde bir ayak bağı olmaktaydı.
Tekke ve zaviyelerin kapatılması ve diğer birçok inkılap sonucunda bilinç sahibi cesur Müslümanlar idam edilerek susturulmuş, diğerleri ise bastırılmıştır. İslami değerler halk arasından tek tek çekilip alınırken, devlet kanunlarından İslami hükümler çıkarılmış ve yerine dine dayanmayan kanunlar getirilmiştir.
Yapılan inkılaplar ile hedeflenen laik düzene geçilmiş ve “devletin dini İslam’dır” ibaresi de anayasadan kaldırılmıştır.
“Muasır medeniyet” sloganı ile yapılan bu inkılaplar, toplumumuzu çağdaş yapmamış, bilakis her alanda geriye götürmüştür. Tekke ve zaviyeler gibi şuur veren yerlerin varlığında milletimiz ilimde, fende, ahlakta en üst seviyelerde iken yeni rejim ile ne duruma geldiği açıkça görülmüştür.
İnsanları terbiye edecek olan şey yine insanın çıkardığı kanunlar olamaz ve olmamıştır. İnsanı ancak kutsal yani vahiy insan yapmaktadır.
Milletimiz muasır medeniyetler seviyesine ancak çağlar üstü nizam olan İslam ile yönetildiğinde ulaşacaktır. Bunun en güzel örneğini evvela Peygamberimiz döneminde ve yakın tarihimize baktığımızda Osmanlı’da görmekteyiz.
Sonuç olarak tekke ve zaviyelerin kapatılması Müslümanlar için büyük kayıplara sebebiyet vermiştir.