Taif Seferi Nedenleri ve Sonuçları

Taif, verimli topraklara, zengin su kaynaklarına, doğu, batı ve güneyin kesişme noktası olması itibariyle Arap ülkeleri nezdinde önemli bir konuma sahipti. Elbette ki Allah Resulü, Taif seferini dünyevi bir menfaat uğruna değil Tevhid Davasını oradaki halka ulaşması için başlatmıştı.

Taif Seferi Nedenleri

Allah Resulü’nün Taif Seferinin nedenleri şunlardır:

• Taif halkının Rasulullah’ın İslam’a davetini kabul etmemeleri,
• Müslüman olmayan Arapların Taiflilerle iş birliği yapmaları,
• Huneyn Savaşı’nda yenilgiye uğrayan Sakiflilerin yurtları olan Taif ’e sığınmaları,
• Taif’e sığınan müşriklerin savaş hazırlıklarına başlamaları,
• Taiflilerin kurdukları düzenli ordu ile Müslümanların üzerine yürümek istemeleri
• Havazin ve Sakiflileri Müslümanlara karşı ayaklandıran Malik b. Avf’ın Taif’e sığınmış olması,
• Peygamber Efendimiz’in Mekke Fethi’nden sonra Taif yolu üzerinde bulunan Nahle’deki Uzza putunu yıktırması,
• Peygamberimizin şirkin son yuvası olan Taif’te, Müslümanlara başkaldıracak güç bırakmak istememesi

Taif Seferi Sonuçları

Taif Seferi’nin sonuçları ise şunlardır:

• Taif kuşatılmış, kuşatma 30 gün kadar sürmüş ancak Taif kuşatması başaralı olamamıştır.
• Kuşatma esnasında Taifliler’in kaleden attıkları ok ve taşlarla 14 Müslüman şehit olmuştur.
• Taif alınamamış olsa da bir sonraki yıl İslam elçileri Taif ’e gitmiş ve oradaki halkın İslam’a girmesine vesile olmuşlardır.
• İslam tarihinde ilk kez mancınık kullanılmıştır.

Taif Seferi’nin Önemi

Taif’in kuşatılmasıyla müşrikler artık anladılar ki Müslümanlar galiptir ve müşriklerin artık kaçacak yerleri kalmamıştır. Şirkin kökü kazınacak ve Arap Yarımadası’nda İslam hâkim olacaktır.

Taif’in bir diğer önemi de İslam tarihinde ilk kez mancınığın kullanılmaya başlanmasıdır. Bu Müslümanların savaş taktiği geliştirmesini sağlamıştır.

Taif, Allah Rasulü ’nün Mekkelilerin zulüm ve işkencesinden Müslümanları kurtarmak için sığınmak istediği ama taşlandığı yerdi. Allah Rasulü’nün ‘Beni kimlere bırakıyorsun?’ diyerek Rabbi’ne nida ettiği ve beddua hakkını geri çevirerek kendilerine yine de merhamet ettiği şehrin adıydı.

Taif Olayı Nedir?

Allah Rasulü İslam’a maddi ve manevi destekte bulunan eşi Hz. Hatice’yi ve amcası Ebu Talip’i kaybetmiş, çok sıkıntılı zamanlar geçirmekteydi. Bir taraftan Müslümanların ve kendisinin Mekkelilerden çektiği işkence diğer taraftan artan baskılara karşı koyamama ve İslam’ı özgürce anlatamamanın verdiği sıkıntıyı yaşamaktaydı. Bu zor ve sıkıntılı zamanında Allah Rasulü’nün aklına anne tarafından akrabaları olan Taifliler gelmişti. Peygamberimiz, onlarla konuşma kararı almış, bunun üzerine yanına Hz. Zeyd’i alarak Taif’e gitmişti. Taif ’in ileri gelenleriyle görüşmüş ancak istediği cevabı alamamıştı. Taifliler Allah Rasulü’nün bu gelişinden dahi memnun olmamış, O’na kendilerince bedel ödetme kararı almışlardı. Bunun için de geri dönmek üzere yola çıkmaya hazırlanan Allah Rasulü’nü Hz. Zeyd’i, Taif’in çocuklarına ve delilerine taşlatmışlardı. Hz. Zeyd, o günü anlatırken Allah Rasulü’nün ayakkabısı kan dolacak kadar çok taşlandığını anlatacaktı.

Allah Rasulü ve Hz. Zeyd, Taif’ten büyük bir zorlukla kendilerini dışarı atmışlardı.

Peygamberimizin Taif’ te Yaptığı Dua

Peygamberimiz ve Hz. Zeyd, yaralarını sararlarken gökten Cibril inmiş ve beddua etmesi halinde iki dağı bir araya getirerek onları helak edebileceğini söylemiştir. Alemlere rahmet Peygamberimiz bunu kabul etmemiş ve şu muhteşem duayı etmişti:

"Allah’ım! Güçsüz ve çaresiz kaldığımı, halk nazarında hor görüldüğümü ancak sana arz ve şikâyet ederim.

Ey merhametlilerin merhametlisi! Herkesin zayıf görüp de dalına bindiği, biçarelerin Rabbi Sensin. Sensin Rabbim benim. Beni kime bıraktın?

Huysuz ve yüzsüz yabancıya mı yoksa bu işimde bana hâkim olacak düşmana mı?

Allah’ım!

Eğer bana karşı gazaplı değilsen, çektiğim mihnetlere, belalara hiç aldırmam. Fakat senin esirgeyiciliğin, bunları göstermeyecek kadar geniştir.

Allah’ım, gazabına uğramaktan, rahmetinden uzak kalmaktan, karanlıkları aydınlatan, dünya ve ahireti salâha kavuşturan ilâhi nuruna sığınırım. Rızanı dilerim.

Sana iltica ederim. Bütün kuvvet, her kudret ancak Sendendir, Ya Rabbi!"

Taif Hangi Yıl Gerçekleşmiştir?

Taif Seferi, Huneyn Zaferinden sonra 630 yılında gerçekleşmiştir. Nübüvvetin 20. yılına tekabül etmektedir.

Nasipsiz şehir Taif… Alemlere rahmet Fahr-i Kâinat Efendimizi acımadan taşlatan, hor gören, İslam’dan ölesiye kaçan nasipsizler şehri.

 Huneyn Muharebesi sonucu hezimete uğrayan Beni Sakif Kabilesi kendileri gibi Müslümanlara düşman olan Taif’e sığınmışlardı. Taifliler, Havazin ve Sakifliler ile birlikte muhkem kalelerine sığınmış savaş hazırlıklarına başlamışlardı. Hatta öyle ki müşrikleri ayaklandıran Malik bin Avf’ da Taif’e sığınanlardandı. Taif adeta şirkin toplandığı sığınak haline gelmişti. Rasûlullah bu şirk mabedine Tevhid baltasını indirmek için Taif kuşatmasına karar verdi. Bazı sebeplerden dolayı kuşatma başarılı olmadı ve kaldırıldı. Lakin Resulullah’ın duası, Urve bin Mesud’un davet çalışmalarıyla kuşatmadan bir yıl sonra kabileler akın akın İslam ile şereflendiler.